O daha doğru düzgün tanımadığın, yalnızca birilerine bağlanma ihtiyacı duyduğun sıralarda karşına çıkmış olan ve düşünceleriyle günden güne seni etkilemeye başlamış biriyse, bunu sadece arkadaşlık olarak söylese bile ister istemez senin duyguların başka yere kayabiliyor. Önemli olan bunu erken fark edebilmek işte. Ve ben bunu başardım sanırım. Dediğim gibi, korktuğum an, gözümün bir şey görmediği andı. Yani o kişiyi hayallerimle arama soktuğum an, her lafından kendime kocaman kocaman pay çıkarttığım an. Ortada fol yok yumurta yokken oysaki, kalbi başkası için atarken... Farkedememek büyük hata. Kendime olan saygım önemli benim için, bunu kaybetmekse yaşamak için kalmış son kırıntımı heba etmek olurdu.
Yazı yazmak, kendimi anlatabilmenin en iyi yolu. Kimi zaman insanlarla iletişim kurmakta zorlansam bile, bu benim için önemli. Beklemenin yorgunluğu ve kırılmış umutların açtığı yaralar kapanmak üzere. Ben yine eski benim. Alıştığım yalnızlığım ve benzersiz özgüvenimle. Kimseye ihtiyacım olmadığını ve yalnız başıma ayağa kalkabileceğimi öğrendim ve yine bu hayal kırıklığının sahibine teşekkür ediyorum. Bir kez daha olgunlaştım ve bir kez daha güven konusunda sorguladım kendimi. Bu yazı sondu serzenişimde. Susmak benim gözümde en büyük erdemdir. Bu yüzden hiç bir şey olmamış gibi devam edeceğim, sarsılmış güvenim izin verdiği kadar. Umarım fark eder ve ben umarım pişman olmaktan vaz geçerim. Ve umarım bir gün ruhum terk ettiği bedenimi özler ve bende duygularıma kavuşurum.
Sevgiler; La Mome